Yakamozlara Sığınmıştı Ay Işığı
O gece..
Yakamozlara sığınmıştı ay ışığı..!
Çünkü yalnızdı..
yapayalnız.. hem de çaresiz..!

En yakın dostları yıldızlar..
her biri nerelere gitmişlerse..? !
Milyonlarcasının her biri..
bir anda, nasıl yok olmuşsa ortadan..? !
Soluk mavi bir hayalet şeffaflığında..
öylece asılı kalakalmıştı, simsiyah gecede..!

Deniz, kudurmuş gibiydi adeta..!
Birbiri ardına kıvrılarak, höyküren dalgalar..
ve kulakları sağır eden uğultusuyla,
o korkunç fırtına..!

Kıyametin bir habercisi miydi..? !
Yoksa, bizzat kendisi mi..? !

O gece..
Tanrı´ya sığınmıştı, yaşlı balıkçı..!
Çünkü yalnızdı..
yapayalnız.. hem de çaresiz..!

Kollarında hissettiği gücünün son zerresiyle,
bir yandan küreklere asılıp..
denge tutmaya çalışırken, azgın dalgalar arasında...
Diğer yandan, ilahî ve kadîm bir şarkının final dizelerinde
adeta meydan okuyordu, rüzgarın sinir bozucu sesine..!

´... Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan..
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan..
geçince başlayacak, bitmeyen sükûnlu gece...! ´

Çok üzgündü ay ışığı..!
Ve bir o kadar da çaresiz..!

Önünü kaplayan, duman karası kasvet bulutlarından..
hani, bir fırsatını bulabilse..
bir görebilse yeryüzünü..!
Hele ki, o en çok sevdiği denize..
bir tek ışık gönderebilse..!
Neler vermezdi, neler..? !

Bir tek ışıkla, milyonlarca yakamoz..!
Bir tek ışıkla, milyonlarca vefakar dost..!

Köpüren dalgalardan taşan, binlerce tuzlu su zerresi..
binlerce şamar gibi patlıyordu, adeta yaşlı yüzünde..!
Ama ´ihtiyar balıkçı´ demişlerdi ona...
Yılmak yoktu.. pes etmek yoktu, asla kitabında..!
Ancak, hissediyordu..
çektiği her bir kürekte,
Ömrünün bir an´ının daha, gerilere doğru gittiğini..!
Ve yaşlı yüreğinin, her an patlamaya hazır..
bir saatli bomba hassaslığında,
saniyeleri beklediğini..!

Başını son bir kez umutla..
doğrulttu gökyüzüne..!
Uzun uzun taradı, simsiyah bulutları..!

Çok üzgündü yaşlı adam..!
Ve bir o kadar da çaresiz..!

Çevresini kuşatan ve meydan vermeyen
azgın dalgalardan..
hani, bir fırsatını bulabilse..
bir görebilse yıldızları..!
Hele ki, o en çok sevdiği ay ışığına..
son bir kez olsun, bir bakabilse umutla..!
Neler vermezdi, neler..? !

Bir tek bakışla, son bir umut..!
Bir tek bakışla, bir tek vefakar dost..!

Ne olduysa, o anda oldu işte..!
Tanrı mı, insafa geldi..? !
Yoksa deniz mi.. bilinmez..? !
Bıçak kesiği gibi, net ve pürüzsüzcesine..
kesiliverdi birden, kızılca kıyamet..!
Kara kasvet bulutlarının yerini..
yıldızlar aldı önce..!
Azgın dalgaların haşmetini ise..
yakamozlar ört-bas ediverdiler, anında..!

Geceyi dinledi, yaşlı balıkçı..!
Gece sessizdi.. ve bir o kadar da sakin..!

Denizi izledi, ay ışığı..!
Deniz durgundu.. ve bir o kadar da sakin..!

O gece..
yakamozlara sığınmıştı, ay ışığı..!
Ama yalnız değildi..
ve de çaresiz..!

Mutluydu..
hem de çok..!

O gece..
Tanrı´ya sığınmıştı, yaşlı balıkçı..!
Ama ne yalnızdı..
ne de çaresiz..

Mutluydu.. umutluydu..
hem de çok..!

Cem Özdemir




Cem Özdemir

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com