diri bir acı
kucağı şefkatli sanılan şefkatsiz bir dünya
ve içinde görülen korkulu, sevinçli bir sürü rüya
ben de yaşardım hüzünlü, şiirli
bir de dostum Fatih
sevgiye pranga vurmuş bakışlarıyla.

sabah şafak daha uyurken uyanırdık
bir güzel aşkıyla uyandık sanırdık
yatağımızın paslanmış çivilerinin gıcırtısında
yeni bir günün sancısına hazırlanırdık
benim yastığımda yazılmış bir şiir
onun yastığında çizilmiş bir güle
her gece boyu nefesimizi bağışlardık
yine bir günün bitiminde yeni
tünerdi acılar yatağın köşesinde
pencere içinden üflenen esintiyle
hiçbir yalanımız yokken hayata
savrulduk bir mahkumun
suçu ve sürgünüyle.

ah! Fatih ahını tartamazdım
unutup akşam sefasında şarkıları
dönüp bana sorardın
ve her aşkı konuştuğumuzda
sevdiğin kadar sevilirsin deyip
yeni bir sevmenin yolunda kalsanda
kaldırımında oturup oyalanırdın.

soluksuz bir sevmek oyalanmadı göğsünde
yada göğsümüz parçalandı sevmelerde
somutsuz bir an, sorgusuz yağmalanan
sevdalar kondu önümüze
hep tozlu topraklı yollarda koştuk
toz bulaşmış gözler veya çiçekler
yorulmuş baktık güzelliklere
yorulmuş güldük
bu yüzden birazdık birazcık kaldık
acayipti bizim için dünya
mavi yada yeşil
yada kız sevmesi pembe yoktu
bu yüzden yarım kaldı Fatih haykırışıyla.

evi özlemek ekmeği özlemek gibi deyip
yüzümüzü hüzne koyduğumuz zamanlarda vardı
hiçbir sevinçte uzun oyalanamadık
eve, ekmeğe doymuşluğumuz yoktu
her şafakla gözümüze güneş sığardı
yağmuru sıcak bulutlar aramadık.
Erdal TAŞKÖPRÜ

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com