Toprak ın Anısına


Üşüyor ruhum,gecede yalnızım
Akasyalı bir bulvarla yürüdüm,yarım saat
Eski bir anı önünde duruyorun
İki elimde çeplerimde
Bin dokuzyüz otuz sekiz yazını hatırladım

Yüzü üstü başı;toz toprak için de,bir kedi
İki minik gözünü dikmiş
Yaralı ve susarak bakıyor gözlerime

Şimdi sokaklarda bahar şarkıları sırılsıklam
Gülhane parkıbıb gölgesinde saklamdım
Çiplak dallara bıraktım düşüncelerimi

Az sağa dönünce tanıdım Haliç´ın
Rüzgarını...!
Bir yanda rüzgar , öbür yanda yaprak kımıldamaz
Öylece duruyor elbiseleri ıslakbir çocuk
Gemilere tırmanmış,yani tek kelimeyle kaçak...!

Bir güvercin kanadı vuruyor göğsüme
Ne tuhaf şu anda anılarım yaklaştıkça
Bir diyapnoz uğultusu gibi
Sahilden geçen uzun Bakırköy trenleri kulağımda

İçimde karamsar siyah bir gece
Konmuşum bozkırda yapayalnız
Bir telgraf direğine

Beni karalıkta ıslanmış bir kuş gibi düşünüyorsun
Eyer,düşünüyorsan beni uzak,karaca ve de yenik
Yanılıyorsun derim sana

Tırmandığım, tepelerden çıkarsam önce ağır
Sonra rüzgar hızıyla
Bütün ateşleri yakarım gözlerinde

Gecedeyim ağır kurşun kaplama duyuların
Biraz yaklaşırmısın kırçiçeğim,öksüz papatyam

Yürüyorum hala ateşte yanarak
Ateşle yıkdım yine yaramı
Tuz koydum çaresiz
Oysa damarlarımda titriyor ismin

Eritiyor karalığı ilkin gözlerin
Sonra dudakların...
Daha sonra bir akdeniz sabahı
Aydınlık yüzün

Uzun dalgalı bir denizde
Rüzgarla kolkala sen
Kırık bir kalbin parçalarında sen

Elinin içinde;avularında
Sabah yıldızının aydınlığı

İlkin saçlarını görüyorüm,tanıyorum
sonra yüzünü donüyorsun
Biraz temmuz güneşi

Öyle bir renk,ahenk olmalıki
Rüzgarda biraz sarı saçların
Tek tek, ufak ufak;anılarla kağıtta

Eğilirim suya bakarım yaprakların arasından
Omuzumu sarıyor mazi;yürüyelim biraz
Kolaymı çılgınlıklara yürek tutmak
Bir yudum zehir biliyorsun içki içmem
Bir soluk bir soluk daha;tut beni düşeceğim

Yaklaştırıyor uzaklardaki sesin
Önce seni sonra beklediğin duvarı görüyorum
İki saaattır sensizim,ayakta duruyorum
Beni itme böyle akşam vakti bozkıra
Önce yak yüksek kaldırımlardaki ışıkları
Caddelerden geçenleri göreyim
Göreyim geçtiğin yolları
Gece gezinen bir lambadan seni sorayım

Açilsın üreğimiz ağır ağır
Bir gemicinin karaya kavuşması gibi
Sarılalım bir birimize
Biraz duralım bu köşede
Konuşmadan sessizce

Gözlerimde çektiğim acılar yanıyor
Ben dik dik bakmasını öğrenemedim
Kurumuş göz yaşlarım yüzüm
Senin suçun yok yalan söyleyemem

Pencererden seyrettim tepeden tırnağa
Masmavi´ ydi bakışların.

Ateş böcekleri gitmiş külleri kalmış
Anıları bırakıp yaklaşalım aydınlığa

Tahta iskemlede oturalım seninle
Biraz sohpet ederiz

Gözlerinde bir avuç deniz
Saçlarında bir tutam hazan yaprakları
Sabah güneşinin ışıltısı yüzünde
Işıklar kaçmış deniz fenerinden
Güzel yüzene
Bütün gemiler seni bekliyor
Yürek umutta,Gözler umutta

Yaşamayı bu kadar sade sanma
Bir ırmak gibiyiz, yaklaşıyoruz denize

Gene ağaçların arasında sen
Dudaklarında,gözlerinde duran bahar
Nasıldı senden bana esen rüzgar
Bir alev gibi yüzümü okşardı
Daha fazla kalırdı inadına
Gözlerime bakan gözlerin

Bakıyorum gökyüzüne,akşam doğru
Parçalanmış bir avuç bulut
Ağır ağır dalların arasından geçip
Süzülüyor penceremizden

Yosun kokan ellerim yemyeşil
Uzatıyorum, işte bak.......
Çarpıyor kahraman yüreklerimiz sesizce
Tenhada yaprak yaprak
Karanlıkta bir su gibi kavuşuyoruz

Sen orada ben burada
Bilmediğim bir kenti anlatıyorsun bana

Güneşte yüzüne vuran saçlarını
Duvardaki gölgeni dinliyorum

Islak caddelerde iken
Aramızda temmuz güneşi

Bu kıyamet kargaşada, uçarmıydı rüzgarda ;biraz sarı saçların

Gel benim umudum sarı başağım
Bu fırtanada denize yelken açıyorum
Ağlama sakın

Kederliyim ama seviyorum seni
Ne zaman baksam gözlerine
Rüzgarlı bir dağ başında yüreğim

Taa..uzaklarda bir ışık görüyorum
Gülüm, susuyorsun orada sessizce

Konuşmaya başladımı gözlerin
Çıkar kafesinden kalbim

Tek düşündüğüm yalnız sen...!

Alkan Altınsoy

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com