kardeşime mektup
KARDEŞİME MEKTUP
kolsuz
ve düğmesiz
ve sağ göğsünde bir rozet deliği
olan
Frenk gömleği
bekâr terleriyle sırılsıklamdı
hayata acemi erkeğinin
ah, gülüm
onu kanla ıslatmayı becerdiğim gün
artık ne esaret
ne zulüm
ne de gözlerimde
sabah tuvaletinden arta kalan
sabun köpüğü
kardaşlık
dostluk
arkadaşlık
bir sancının
vücuda ilk girmesi gibi sıcak
ve güzel bir şeydir sevdiğim
çünkü ben
onlarla geçtim
gerçek bir miraç olan namazın
kesin
ve ödün vermeyen saflarından
sana döndümse
şimdi ben
bütün eski sevgilerimi yığarak döndüm
yaşayamadıklarım
yaşayabildiklerimden daha çok
ve daha lâyıksa özlenmeğe
sesim, seninle daha gür
şarkılarım daha özgürse
bil ki
yaşayamadıklarımızı
yaşanabilir kılmak için savaşmak
seninle bir menekşeyi koklayıp soldurmak
kadar güzeldir.
isterdim öğrenmesin
taa doğacak oğlum bile
sana nasıl yandığımı
ben, tırnağımla koparırken
taa göğsümdeki kermeleri
doğacak çocuğuma emanet olsun
öfkem, kılıcım, heyecanım
ve yüreğim soğusun diye sevdiğim
yüzüne bakarak susacağım.
başını bağla da düş ardıma,
sevdiğim düş ardıma
seninle bir adım daha yaklaştım
daha yaklaştım muradıma
lâkin köpüren ağzıyla duruyor hâlâ
beni ve kardaşlarımı
sevdasına kul etmeğe çalışan
canavar dişleri memuriyetin
ve ben diplomalarımı yırttımsa
bunun üstüne
kılıcımı kınından sıyırdımsa
kalleşliği bir hamlede yere vurdumsa
savur gülüşlerini ne duruyorsun
konuş, dillerin olayım
ağla, dua et
çünkü hıncımda tazedir
sevincim de
çünkü tek sevda var
şimdi içimde
kavgamız
ve saflarımızda senin yerin
nasıl da dadanmış sarışın sırtlanları
daha gömülmediğimiz mezara
şu küfürbaz kuşağın,
nasıl da tutmuş, kuşatmış yolumuzu
gölgesi arkadan vuranın
alçağın.
lâkin bir umut bulunur daima
çıkıp sıyrılmaya doğru açılmış
bir bitmez umut;
ki inancın ve aydınlığın kapısı odur
odur başımızı dik tutarız.
odur yenilmeyiz
karşılaştığımız ilk tahakküme
ilk karanlığa, ilk tel örgüye
bizim de haberlerimiz vardır sevdiğim
ikimizin arasında
bütün kardeşlerimizin başı
bağlıdır ona
ve bizim
çünkü bizim haberlerimiz var sevdiğim
sağlam ve sâdık
tutunur dağ aşarız yardımıyla
tutunur bileniriz
tutunur silme insan olan künyemizi
yâr kılarız sevdâsına
sana anlatacağım şeyleri
kafamda toparlamadan daha
kundaklamağa çağırıyorlar
karanlığın kalleş bekçileri
tam bir adım kala sabaha
uyanıyorum
ben ürpertiyle uyanınca
çalıyor çanları kafamın içinde
bönlüğün ve ihanetin çanları
o zaman
koşup Kitabımızın sözlerine saklanıyorum
kitab beni itiyor alanlara
ve kitab beni itince alanlara
görsen yiğidin ne kadar cesur
ve ne kadar atılgandır
o zaman bir özge candır
vay, heyran
yiğidin bir özge candır
anasına layık oğul
çocuklarına baba
sana sultandır
esmerim
güzelim
nazlı yârim
tam kumrular tüy düşürürken yere
şafak üzeri
ve bizimkiler
kitabın kavline göre ayaklanınca
ko gideyim
ko ki serbestlesin zincirlerimiz
ko ki korkak
ko ki kaçak demesin kimse
demesin yiğidine?
Metin Önal Mengüşoğlu
(Hayatımın Bahanesi)
xerib xeribım
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com