Kara Sahne....



Bir dirgenin çatal ağzında savurdular hayatlarımızı,
Düştük ortasına; kara sahnenin figüranları olduk
Bir hayat başladı,ışıktan korkan yarasalar gibi
Seyircilerimiz aslında oyuncularımızdı bizim.

Çürük dişli,paslı ağızlarda geçiyor yaşamlarımız,
Zavallılığın dipsiz boşluğunda,bakışlarımız korkak,
Ve sevişmelerimiz paylaşılamayan bedenlerde cansız
Ruhlarımızda kara bir delik,sevgisiz ve puslu

İçinden yol geçen sonsuz bir sahnede yürüyor gibiyiz
Hep sahip olamadıklarımızı düşleriz,emeksiz...
Severken parçalamayı öğrendik, yüreklerini sevdiklerimizin
Çünkü serseri bir mermi olduk,hedefsiz ve vefasız

Sattık; dilimizi türkülerimizi, sevda yüklü yüreklerimizi,
Sevinçlerimizi,tatlı hüzünlerimizi, o ağacın altındaki aşklarımızı
Tutkularımızı,bir kısrak gibi sevdiğimiz damızlık küçük kadınlarımızı,
Beş paraya sattık,gezgin ve bezgin eskici çingene arabalarına

Oysa bizim düşlerimiz vardı, çocuk bahçesi yüreklerimiz
Bizim sokaklarımız vardı,elimize taş alıp fırlattığımız
Kabuklu yaralarımız vardı dizlerimizde,tatlı kaşıntılarıyla
Yıldızlarımız vardı ulaşmak için,gizli sevişmelerimize

Birgün çıka geldi yıkım ekipleri,dozerleriyle,sinsice,ellerin elinde,
Düşlerimizi,avlusunda oynadığımız çocuk bahçesi yüreklerimizi,
Umutlarımızı,insafsızca bir kırılmaya, yıkmaya bıraktılar.
İşbirlikçilerin ziftli dilleriyle,hainlikleriyle,bezirganlıklarıyla..

Ürkek, masum,bakirelerin umutlarını çaldılar,ödünç aldığımız
Islak köpek ölüsü gibi iğrenç arzulara, gebe bıraktılar sesizce
Üçparaya sattılar,bildik köşelerde,yaşamadıklarımızı.
Kirli tırnaklarını geçirip kanattılar yüreklerimizin sevdalarını..................

Yahya Kemal Taş




Yahya Kemal Taş

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com