MONALİZANIN LANETİ
Neydi yıllar sonra beni bu eve çeken
Belki de onu anlamak için buradayım
Bir zamanlar koşarak girdiğim kapıdan
Şimdi hırsız gibi ürkek adımlarla yürüyorum

Kapıyı açınca görmeye alıştığım
O gülen yüz yoktu karşımda
Biliyordum böyle olacağını
Alışkanlık olsa gerek , zor geldi
Birden yıllar öncesine döndüm

Yıllar ikimiz dışında hiçbir şeyi değiştirmemiş
Hemen girişte o konsol var ,
Yanı başında şemsiyen
Duvardaki Monaliza yine masun bakıyor
Son kavgamızda fırlattığım şamdanla kırılan ayna
Hemen yanı başımda , yine üç tane ben varım

Yıllarca bize kucak açan bu ev mi nankör
Yılların birikimini bir gecede silen bu ev mi ?
Sessizliği ayağımla çarptığım şamdan bozdu
O eski aynalı şamdan sanki pusudaydı

Üzerindeki tozlarda engel değildi , göz alıcılığına
O , hep öyleydi , yıllar öncede
Üzerindeki mumlar sönük kalırdı
O parlayan ihtişamı karşısında
Senin dışında her şey yerindeydi
Tıpkı bıraktığım gün ki gibi

Evin her köşesinde onlar vardı
Sen onları sevmesen de
Onlar bizim yapamadığımızı yapmışlar
Örümcekler dört bir yana yuva kurmuşlar

Arkama bakmadan çıktığım bu evde
Yanan sadece mutfağın ışığıydı o gece
Ve ; senide son defa orda görmüştüm
Beni bulamazsın demiştin , bu kapıdan çıkarsan
Haklıymışsın !
Senin dışında her şeyi buldum

Saatlerce , saatlerce dikildim
Fark etmedim havanın karardığını
Etrafım karanlıktı
Ve ; Mutfağın ışığı ,

Sanki o geceki gibi yine yanıyordu ,
Karşımdasın , neden yüzüme hiç bakmıyorsun
Bu evde olduğunu hiç düşünmemiştim
Ne kadarda değişmişsin
Sana hep söylerdim , bıçaklarla oynama diye

Üzerin kirlenecek kalk artık yerden
Yoksa karşımdaki sen değil misin ?
Sadece bir iskelet boylu boyunca yatan
Ve ; tam göğsündeki benim salata bıçağım

Bu sen olamazsın
Sen beni görünce hep ayağa kalkardın
Mutfağımdaki bu kemik yığının
Parmağında neden bizim yüzüğümüz var
Siyah saçları yok , gözleri de yeşil değil
Hayır , hayır ? bu sen olamazsın

Vefalıydı o eski şamdan
İster misin bu akşam yine bize eşlik etsin
Bak , mumlar rengarenk , sen severdin
Sakarımdır , iyi bilirsin

Şamdanın elimden düşmesi benim hatam değil
Bu etrafımdaki alevler şamdanın çocukları
Onlarda dört yanımızı sardılar
Senin gibi , onlarda sımsıcacıktılar

Yanına sokulsam , ama sana dokunmasam
Kızar mısın ? şu köşecikte uzansam
Kollarını açtın , bu beni affettin demek mi ?
İtfaiyenin çanları düğün marşımız
Bu alevlerse davetlilerimiz


Burası da yeni evimiz
Bununda dört duvarı var
Hem de topraktan

Bak bize çiçek bile getirmişler
İyi ama biz mutluyuz , kavuştuk
Bu insanlar neden ağlıyor
Gördün mü eşim ve minik kızım da gelmiş
Sensiz günlerimde tek desteğimdi onlar
Son görevlerini yaptılar , affetmeseler de

O evimiz kadar geniş olmasa da
Burası da bizim yuvamız , yine beraberiz
En azından sana kızınca
Çarpıp gideceğim bir kapımız yok artık

KAN ve ATEŞ
Bir toprak yığını
Ve ; bir mezar taşı
İşte biz buyuz ! ????..

nilgün kula

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com