Ankara
ANKARA...
Çocukluğumun güzel, sessiz kenti,
Halen yüreğimde kalmış uyursun.
Yaşadığın gürültülü halinde,
Sanmam eski tadı şimdi bulursun.
Benzemezsin, bildiğim o diyara
Değişmek nankörlük müdür, Ankara.

Dalında yoğurdu, çan çalıp gezen,
Koca sinilerde giden aklıklar.
Aktarcı beygirinin kişneyişi,
Nal sesiyle akislenen sokaklar.
Hani elimdeki, kuruştan para,
Bereketin kaybolurken Ankara...

At pazarı yokuşunda, sanatkar,
Şal dokuyan güzelleri görürdük.
Akmavi gökyüzünde turnalar
Peşinde dumandan avcılar gördük.
Vurulmuş, turnamın yüreği yara
Ne edecek artık sen de Ankara...

Örf getiren, ak poşulu anamın
Yarı çıplak yosmalarla işi ne?
Et pazarı kesilen sokakların iğrenç,
Kopuk ruhlular çöreklenir başına.
Baktım güzellerin ruhları kara,
Bunlar mı gönül eğleyecek Ankara.

Yeşilin, gök tutan dalları vardı,
Gölgesinde oynuyordu çocuklar ...
Bahçeli evlerin orta yerinde,
Kara kazanlar kükrer, kaynardı.
Güzeller olurken başında sıra.
Betonlar içinde biten Ankara.

Senin güzelliklerin tek sana has
Sana imrenirdi başka şehirler.
Bir grup uğradı, muhteris, zalim
Ne gönlünde sevgi, ne bedende ter.
Onların dinleri, imanı para,
Onlar seni, senden etti Ankara.

Utandım geldiğin noktada senden,
Alnımdaki kara lekeye rağmen.
Ne oldu böyle sana, ne ettiler ,
Hangi ihanete kurban gittin sen,
Hava zehir, damarımda kan kara,
Karalar içinde kalan Ankara...


Hasan Ulusoy

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com