Uslanmaz Çocuklar Gibi (2)
Yeni gün, oktovrinin biri eski hesaptan,
Soğuk; az çok başlamış, yarısında hazanın,
Başlamışlar dağların en uc doruklarından.

Soğuk; dışarda yavaş yavaş volta atmaya,
Dağın eteklerine sürü ile inmeye,
Başlamış yazdan kalan sıcağı dondurmaya.

Hele dağ doruğuna bir kar düşmeye görsün
Hissettirir kendini inceden ki inceden,
Yüzünü bir gösterir, saklanır zaman zaman.

Neye güvencim varsa hiç takmıyorum bile
Kısa kol mintan, yazlık ince bir pantolonla;
Dolaşıyorum; cenge tütüşmüşüm soğukla.

Halende üzerimi örtmeden yatıyorum.
Gelki kendimi iki büklüm kaç kere buldum.
İç içe girmiş sanki soğuktan kemiklerim.

Uslanmaz çocuk gibi, ben dalgadayım halen;
Ağaç bile hazırlık yapmış korkmuş hazandan,
Yapraklarını dökmüş kendine yapmış divan.

Önce poyraz tartıyor beni baştan aşağı,
Ardından kuvvetli bir lodos sarsıyor beni,
Tir tir vücut; evde buluyorum kendimi.

Ne fırtınaydı öyle o; kendime diyorum,
Burnumdan şime düşen damlalara gülüşüm,
Sanki denizden çıkmış taze balık gibiyim.

Kendimi atıyorum sobanın karşısına;
Katalitik sobanın da hoş ilk siftahı ya,
Geçen altı, yedi ay aradan sonra.

Bedenin üzerine bir halsizlik çöküyor,
Başımın zonklaması gelki unutturuyor,
Nasılda vuruyor zonk zonk beynimi bölüyor.

Ard arda patlıyor bir kaç hapşurtu narası,
Tir tir titriyor vücut ve halen kas katı,
Fırtına hiç dinmemiş, halen yiyormuş gibi.

Aksi çocuklar gibi ne uyarsın millete,
Gördün mü şimdi? Şıfa kaptın hazandan sende,
Al tepe tepe kullan seni ander kaybana.

Sürün bakalım yatak döşek evde sen şimdi,
Demle, iç bir kaç bardak; felenbur, adaçayı,
Ya da bildiğin oku uslanmaz çocuk gibi.
ömer karakaş

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com