Ayrılırken
Beni bir yalanda değil,
Zindanlarda bakışlarıyla ıslak duvarları çatlatan öfkelerde düşün
Beni bir talanda değil;
Ekmeği bölerken düşün helal bir yer sofrasında
Bir dağ köyünde, yada binmetre altında toprağın
Bir kömür madeninde kara gözlü işçilerle
Taze demlenmiş bir çayın buğusunda yada
Karışırken bağlama çalan bir dostun türküsüne
Beni bir tabutta, bir mezarda değil beni
Ufka kanat çırpan bir martının gözlerinde düşün
Beni zalimle değil, kaypakla değil beni
Serin bir yaz gölgesinde uzanmış ve bulutları
Yitirdiği sevdiklerinin yüzlerine benzeten çocuklarla düşün
Bir şişe süt alabilmek için bebeğine
kundura boyayan Maraşlı Zelihayla
Ve onurları için bir çıra misali gencecik bedenlerini
ateşe veren tutsaklarla düşün beni
Beni gönderde bir bayrak gibi düşünme
Yağmuruyla buluşmuş sevdalı ve cömert bir avuç toprak gibi düşün
Beni bir karanlığın içine çökmüş de gözlerimde gar hüzünleri
Elimde bir şarap şişesi sana ağlarken değil
Karanlığa inat şafaklarda yeleleri toz boran dörtnala bir kısrak
Ve kayalara vura vura başını doğruyu arayan bir poyraz gibi
Dövüldükçe sertleşen bir çelik gibi örs yatağında
Düşün beni sevdiğim.
Oniki saat çalışmışda yine de başı önüne eğik dönen yuvasına
Kucağına alacak gücü bile bırakılmamış sarılıpta çocuğuna
Bir babanın öfkesinde, kininde, umudunda düşün beni
Bir irin seli olup, ne kadar güzel ve doğru kalmışsa kainatta
Üzerine akan, yapışan tüm kötülüklerin (gücüm yettiğince) karşısında
Beni,sahibinin zahmetini bekleyen saksıda bir sardunya gibi değil sevgili
Kırıldıkça kendini onaran ve güneşe koşan bir ağaç gibi düşün
Bir özgür kadar yalnız, bir yalnız kadar özgür ve de minnetsiz yaşarken
Yaşamak isterken insanca ve bir masanın başında kara kara düşünürken
doyurmanın bir çaresini, dünyanın tüm aç çocuklarını
Ve birşey yapmalı konuşmak yerine, aşk yerine, şiir yerine derken
Belki bir kürsüde böyle düşünüyorum diye yuhalanmayı da düşünmeden
Avazım çıktığınca birilerinin suratına bağırırken düşün beni
Beni hırsızla, arsızla, tefeciyle değil
Nerde çilesi bülbülün ve yatağından taşan bir dere
Yada bir halk kortejinin önünde
Senin şerefli ve akpak alnın gibi yürüyecek bir afişi boyarken
Ve ellerimin kelepçesini dişlerimle sökerken düşün beni
Ve de tırnaklarımla kazırken demirbaş duvarlara şiirlerimi
Düşün ki anlatacak sözün olsun benden yana.


21/04/2004
Hayrettin TURAN

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com