DON KİŞOT
DONKİŞOT
kaç mevsim geçti
dört duvar kaç bahar kaç kış
karaya oturmuş gemi gibi beklediğim
kaç mevsim geçti
omuzlarım bıçak yarası
dişlerim kırık
mendiller gözyaşı
mendiller kan
ellerim özlem
saçlarım hüzün kokar
kuş uçmaz çiçek açmaz
sabah olmaz gecelerdeyim
yanaklarımdan öpülüp
su dökülmüştü ardımdan
bir ben miyim sorumlusu
hep bana çıkartılır faturaları
yaşanan acıları
akbabalar didikler
yüzyıllardır döşümü
hep kan olur peşimden dökülen sular
ateş hırsızıyım ben uzay çağının
hep yanlış adreslere gider mektuplar
yanlış telefonları düşürür telefonlar
miadını doldurmuş
adres defterleri rehberlerle dolu her yanım
bir maskeli baloda çırılçıplağım
ey güzel düşler yüce sevda
delikanlı umut söyleyin
çocukların gülüşü için
anaların yüzü için
kızların güzel gözü için
söyleyin
neden karda kan izleri
Martılar da konmuyor artık üstüme
okyanusta unutulmuş bir adayım
ne fırtınalardan yolunu şaşırmış
bir balıkçı teknesi uğruyor
nede bir gemi geçiyor açıklarımdan
her sabah
gözlerim ufukta doğuruyor güneşi
her akşam batırıyor gözyaşlarıyla
yakamozlar bile artık yabancı bana
yunuslar da gitti
köpekbalıkları dolaşıyor çevremde
sonsuz yol yolcusuna
marjinale çıktı adım
karanlık dehlizlerinde yürüyormuşum
bir labirentin
ama ışığı görüyor gözlerim
nesli tükenmiş
Donkişotu?yum ben yirmi birinci yüzyılın
Hasan Kaplan
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com