Eski İstanbul Değil
İstanbul sana söz veriyorum
Bu şiirim sana adanacak
Seni yaşayarak bilirdik
Yaşam duracak , kalemim anlatacak?
İstanbul Fatih?ten miras kaldın bize
Bizans?tan çıktın bize geldin
Sordum kimse söylemedi sen söyle
İstanbul şimdi ki rotan nereye?
Gidiyorsun
Avuçlarımızdan kayarak gidiyorsun
Sessiz sessiz , bir geminin ardından
Bir trenin arkasından el sallar gibi
Seyirci kalıyoruz gidişine?
Merak ettiğim birkaç unsur var
Sorsam cevaplar mısın
Yoksa sıkılır mısın benden
Bana anlatma sıkıntılarını
En iyi kız kulesi dinler seni?
Böyle mi dersin yoksa
Anlamadım neden cevap ver miyorsun
Yoksa ben mi ağır işitiyorum
Neyse İstanbul sen sussanda ben soruyorum?
Hangisini taşımaktan gurur duyuyorsun
Camileri , kemerleri bentleri mi
Kumarhaneleri , binaları gökdelenleri mi ,
2. Bayezid?in , sinayı 13günde yürüyen Yavuzunu mu
Vatan caddesinde kıyasıya yarışan
Şımarık zengin çocuklarını ,
İçi para dolu sevgi olmayan havuzunu mu.
Horoz sesiyle mi merhaba demek istersin güne
Korna sesleriyle mi,
Ezan sesi mi duymak istersin 5 vakit
Feryat sesi mi,
İstanbul
Yaşlı bir teyze görünce
Yükünü evine kadar taşıyan çocuklara edilen dua mı,
Aciz bir insan görüp
Çantasını alıp kaçanlara edilen beddua mı
Hangisini tercih ederisin
Hangisiyle mutlusun
Umutlu musun
Hey taşı toprağı altın İstanbul
Ya sen eski istanbul değilsin
Yada altının değeri kalmamış,
Öleyim dedim, gömüleyim temiz topraklarına
Yaşıyorum şimdi, sende yatacak yer kalmamış?
SELMAN URLUCA
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com