UMUT
Alacakanlık,
Bir hüzün bulutuyla birlikte indi
Şehrin Üstüne.
Kör bir sevda türküsü gibi...
Yanık kaval namesi gibi...
Kuşlar,
Son kanat çırpışların telaşıyla,
Yitti gökyüzünde.
Bir mukavva parçasına "ev" diyen
Yuvasız bahtsızlar gibi...
*
Sonra,
Dilsiz kaldırımlar sustu.
Son yolcunun, ürkek adımlarının ardı sıra.
Ezanlar sustu,
Rüzgar sustu.
Yağmursa, bu akşam ağlar gibi...
*
Ardından bütün şehir,
Bir ölüm sessizliğine büründü.
Perdeler, bir bir gerildi pencerelerde.
Uykulu gözler gibi...
uykuyu gözler gibi...
*
Umut,
Umut hepten heder oldu,
Zifiri karanlıkta.
Dualar,
Dualar da duyulmayacak gibi...
*
Ve yaşam,
Bütün emareleriyle silindi
Bu şehrin semalarından.
Sabah, olmayacak gibi...
Güneş, doğmayacak gibi...
*
Oysa,
Kimse bilmedi güneşin,
Gecenin en koyu olduğu anda doğduğunu.
Umudun hep varolduğunu,
Kutup Yıldızı gibi...
*
Önce,
Ezanlar uyandı yeni güne,
Sonra, damlarımızın daim konukları, serçeler.
Ardından sökün etti tüm şehir,
Rüzgar,
Kaldırımlar,
Perdeler,
Yeniden doğar gibi...
*
Her yeni gün,
yeniden kurulur dünya..
Umutlar, her sabah yeniden tazelenir.
Çatlamış toprağa inat,
Bozkırda başak gibi...
*
Ve sen,
Yüreği sevda türküleriyle yaralı çocuk;
Sil gözyaşlarını ve yan bütün varlığınla.
Bütün karanlıklara inat,
Yanan yıldızlar gibi...
M. Serhat Tuna
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com