geçmiştin
çekip giderken arkana bile bakmadan,
sessiz,kimsesiz, karanlık bir gölge,
yaralamıştı benliğimi,
parçalanmıştı kalbim ve beynim.

eski,sağlamlığını yitirmiş,
tavan arasında yalnızlığa terk edilmiş bir vazo gibi,
düşürüp kırmıştın beni, hiç umursamadan

bir gölge gibi giderken,
hissizliği vardı üzerinde karanlığın.
sessiz yağan kar gibiydi gelişin,
sessiz akan bir su gibi oldu gidişin.
ansızın geldin,hiç beklenmedik bir zamanda,
ve çabucak gittin,
göç yolunda geç kalmış kırlangıçlar gibi.

beklenmedik gelişine ve hemen gidişine rağmen,
derindi bıraktığın kesik göğsümde.
bir kılıcın umursamazca savruluşuna rağmen,
büyüktü bıraktığın yara.

iki yanı ağaçlık,
baharda yemyeşil,
sonbaharda sarının hüzünlü tonu olan patikalarda,
gözlerim hep seni bekledi.
kulaklarım,gelişini müjdeleyecek ayak seslerini aradı,
ektiğin çiçeklerle renklenmiş,
içeri girdiğin anda neşe saçarak yürüdüğün bahçe yolunda.

büyük ve asırlık ağaçlardaki kuşlar artık ötmez oldular,
senin gidişini anlayınca.
ve onlarda gitti peşin sıra bana küsüp.
menekşeler bir daha açmadı,senin gidişine engel olmadım diye.
ağaçlar soluk bir yeşile büründü baharda,
Güzde ise daha çok hüzünlendi sarı yapraklar.

her şey küsmüştü bana.
çünkü yoktun,gitmiştin,artık bir hiçtin.
unutamamıştım varlığını,
hayalinse varlığımdı

emre ilhan

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com